Kanal tedavisinin (endodonti) belki de en popüler tartışmalarından biridir.
Hem endodonti bilim dünyasında hemde hasta-doktor arasında...
Çok ağrılı bir dişiniz var geceleri sizi uyutmuyor yüzünüzde ya da dişinizin o bölgesinde şişlil var ve kanal tedavisi olacaksanız dişinizin kök ucunda apse vardır.
Dişin hem yanak hem de damak tarafında şişlik gözle görülmektedir.
Bu şişliği boşaltmak için kanalı açarız dişin içinden bu şişliğe neden olan apse boşalır. Böylece oradaki şişlik iner.
Son 4-5 yıldır diş hekimliğinde tek seans tedavilerin daha başarılı olduğu ciddi çalışmalar yayınlanmaktadır.
Çok uzun yıllar boyunca çok seanslı tedaviler daha başarılı olarak görünürdü ve alışkanlık olarak hekimler tarafından uygulanırdı.
Yukarıda gördüğünüz fotoğraftaki hasta için tek seans olasılığı oldukça düşüktür. Zaten hastanın şikayeti var ağrılı bunun yanında hekim olarak en önemli belirtisi şişlik...
Kanal tedavisi uyguladığımız dişin kabaca ortasından başlayıp dişin kemik içindeki köküne kadar giden alan boş bir boru gibi düşünebilirsiniz. İşte bu alanın kuru olması artık tek seans mı çok seans mı sorusunun cevabıdır. Kanalı kurutabiliyorsak tek seans kanal kurumuyorsa çok seans tedavi gerekli dersek klinik pratiği için yanlış olmaz ama bilimsel olarak çok derin bir konudur. Daha farklı noktaları konuşmak gerekmektedir.
Bu yazıyı okuyan siz değerli hastalar kanal tedavinizin başarılı olması için hekiminize tek seans konusunda ısrarcı olmayın evet biliyorum gelmek gitmek zor, tekrar o koltuğa oturmak ürkütücü ama unutmayın ki sizin kanalınızın durumu seans sayısını belirlemektedir.
Ülkemizde genellikle kanal tedavisi fiyat-ları seans sayısına göre değişmemekte. Kök ucu lezyonu, kırık alet varlığı, kanalın yenilenmesi, dişte perforasyon olmasına göre değişmektedir.
Merak edenler için bu konuyu biraz daha detaylı ve uzun olarak aşağıda devam ettirdim. Okuduğunuz kısım ise bu yazımın genel bir özetiydi...
Kabaca bir tedavi yönteminin nasıl insanlarda uygulanması için protokol haline dönüşmesinden bahsedeceğim. Bütün sağlık alanlarında bir tedavinin bir çok yaklaşımı olabilir. Aynı yaklaşımın farklı tarzları olabilir ki biz buna 'ekol' deriz.
Ekol şu şekilde oluşur; yakın yıllar içinde (örneğin 1850-1900 yılları arasında) dünyanın farklı üniversite/laboratuvarlarında (ABD-Tokyo-İsviçre) aynı konu üstünde çalışan bilim adamları vardır.
Bu bilim insanları bir tedaviyi bulurken ilk önce teori olarak düşünür. Sonra o teoriyi, klinik (biyokimyasal ve molekül boyutunda) çalışmalarını yapar sonra çekilmiş dişlerde dener. Devamında canlı organizmalarda denemeler yapar. Etik ve teknik izinler sonrasında gönüllüler ile çalışmalar, belli bir bölgede çalışmalar ve takipler sonrasında elde edilen veriler bilim çatısı altında sunumlar yapılır tartışmalar olur ve sonucunda bir tedavi yönteminin protokolü ve kullanlan malzemeler tanıtılarak bir tedavi yöntemi elde edilir. Ve genellikle farklı bilim insanları aynı sonuca gitse de farklı yöntemlerle ilerler ve öğrencilerine onu aktarır böylece ekol kavramı oluşmuş olur.
Gelişen teknoloji çok fazla malzeme ve tedavide kullanılan ürünlerin oluşmasına etki etmiştir. Böylece yeni ekoller çıkmakta ya da var olan ekoller kendilerini güncellemektedir.
Özellikle kanal tedavisi yaparken asıl amaç kanalın içinin mikroorganizma sayısını ve çeşidini en aza indirmek ve sızdırmaz bir şekilde doldurmaktır.
Mikroorganizmalara müdahale için yıkama işlemi yapılır. Yeni gelişen aletler kullanarak yıkama solüsyonunun aktivasyonu tek seans için elimizi çok güçlendirmektedir.
Tek seansta bitirilen kanal tedavileri bazı hastalarda ağrılı bir iyileşme süreci yaşayabilir. Bu normal bir durum olmakla beraber iyileşme ağrısı dediğimiz mekanizmasını bilimsel olarak tam bilmediğimiz için yaklaşık 5-7 gün içinde tamamen geçmektedir.
Çok seanslı tedavilerde ise seans aralarında pansuman niyetiyle kullandığımız kanal pansuman ilaçları dolum seansında kanal içinde tam temizlenmediği ortaya çıkmış. Ve kanalın tekrar sorun çıkardığı bilimsel çalışmalar mevcuttur.
Comments